top of page
ugc editörleri
oksijen jeneratörü
ugc içerikleri

Elisabeth Kübler-Ross Yas Kuramı ve Yasın 5 Evresi

  • psikolojipenceresi
  • 5 Şub
  • 8 dakikada okunur

Güncelleme tarihi: 24 Ağu


elisabeth kübler ross yas kuramı ve yasın 5 evresi

İnsan yaşamı, doğumdan ölüme kadar pek çok değişime sahne olmakta. Bu süreçte kayıplar da hayatımızın bir parçası. Ancak bazı kayıplar, beraberinde ciddi travmalara neden olmakta. Bireyin psikolojik ve duygusal durumunda derin etkiler bırakan kayıplar tüm hayatı etkilemekte. İsviçreli psikiyatrist Elisabeth Kübler-Ross, 1969 yılında yayınladığı Ölüm ve Ölmek Üzerine isimli kitabıyla yas kavramını psikolojik açıdan ele aldı. Elisabeth Kübler-Ross’un yas kuramı ve yas sürecinin 5 evresi görüşleri günümüzde de konuya ilişkin önemli bir ilgi odağı.

 

Hayatta bazı kayıplar, tüm yaşamı kökten değiştiren travmalara neden olur. Ani hastalıklar ve ölümün yanı sıra ayrılık, iş kaybı ve benzerleri de bazı travmaları tetikler. Psikoloji penceresi ile baktığımızda bu tür olaylar karşısında tepkiler genellikle karmaşıktır. Aslında yas durumu, bu süreçte ortaya çıkan doğal bir duygusal tepkidir. Ve bireyin kayıp sonrası yaşadığı uyum, kabullenme ve iyileşme sürecini ifade eder. Fakat travmatik yas söz konusu olduğunda tepkiler hem daha yoğun hem de daha karmaşıktır. Elisabeth Kübler-Ross’un yas kuramı ile ortaya koydukları, kayıp ve yas sürecini psikolojik temelde ve daha objektif incelemeyi sağlamakta.

 

Bu yazıda, Elisabeth Kübler-Ross’un yas kuramı ve yas sürecinin 5 evresi hakkındaki görüşlerini kısaca ele alacağız. Nitekim bu evreler inkar, öfke, pazarlık, depresyon ve kabullenme şeklindedir. Her bir evre için Kübler-Ross farklı psikolojik boyutlara işaret eder. Ve bu evrelerin düz çizgisel olmadığını, her insanda farklı şekillerde gelişebileceğini de ekler. Yas kuramı ve yasın beş evresi görüşleriyle Elisabeth Kübler-Ross benzer sorunlar karşısında başa çıkma stratejileri oluşturmada ilham verici bir isim olmayı günümüzde de sürdürüyor.

 

Kübler-Ross’un Kuramına Göre Yas Süreci ve Yasın 5 Evresi

 

1969 yılında yayınladığı Ölüm ve Ölmek Üzerine isimli kitabıyla Elisabeth Kübler-Ross, insanların kayıp karşısında yaşadıkları süreçleri inceledi. Yas sürecinin 5 evresi ile ilgili görüşlerini ölümcül hastalık tanısı almış kişilerle yaptığı görüşmeler sırasında geliştirdi. Fakat zamanla görüşlerini ölüm, ayrılık, boşanma, işsizlik gibi farklı kayıplara da uyarladı. Böylelikle Kübler-Ross modeli daha geniş bir çerçeveye oturdu. Dolayısıyla Elisabeth Kübler-Ross’un yas kuramı aslında her türlü kayıp sonrası oluşan durumlara uyarlanabilir.

 

Bu bakımdan, günümüzde kayıp ve yas terapisi denildiğinde akla ilk gelen isimlerden biri Elisabeth Kübler-Ross’tur. Kayıp ve yas sürecinde psikolojik uyum kurmada zorluk çeken kişiler için bu terapi hayati öneme sahiptir. Nitekim ölümle baş etme ve yas yönetimi için kişide yüksek bir psikolojik dayanıklılık gerekmekte. Bazı kişiler bu dayanıklılığa doğal yollarla ve çevre desteğiyle sahip olmakta. Fakat yas sürecinin 5 evresi modern insan için travmatik hale gelebilmekte. Bu gibi durumlarda süreci daha doğru analiz için Elisabeth Kübler-Ross’un yas kuramı oldukça zihin açıcı ve ilham vericidir.

 

Yasın İlk Evresi: İnkar (Denial)

 

Elisabeth Kübler-Ross’a göre yas sürecinin ilk evresi inkardır. Bu evrede kişi, “Neden benim başıma geldi, neden ben?” gibi sorular sorar. Kayıp veya travmatik bir durumda ortaya çıkan ilk psikolojik tepki inkardır. Nitekim insan zihni, acı verici bir olayla karşılaştığında kendini korumak için inkarı seçer. Bu aslında bir savunma mekanizmasıdır. Oluşan kaybı kabul etmede zorlanan kişiler inkarı tercih eder. Yas sürecinin 5 evresi içinde inkar bu yüzden önemli bir adımdır.

 

İnkar sürecinde kişi, olayları bilinçdışı şekilde reddeder. Bu evrenin en önemli belirtisi kaçınma davranışıdır. Nitekim bu evrede kişi, “Hayır, bu olamaz”, “Yanlış anlamış olmalıyım” veya “Bunda kesinlikle bir hata var” gibi cümleler kurar. Özellikle ani ölümler, ağır hastalık teşhisleri, iş kaybı veya ilişki bitişleri gibi beklenmedik durumlarda kişi bu tür tepkiler geliştirir. Karmaşık yas durumunda tepkinin şiddeti de daha yoğundur. Ki bu da yas sürecinin 5 evresi bağlamında önemlidir. Çünkü bazı kişiler farklı nedenlerle bazı gerçekleri çok daha güçlü şekilde inkar edip duygusal çöküş yaşar.

 

Elisabeth Kübler-Ross’a göre insan zihni, acı veren gerçekleri küçük parçalar halinde kabul ederek kendini duygusal çöküşten korur. Bu nedenle inkar evresi aslında aktif bir süreçtir. Hatta bazı kişiler, kötü haber aldıktan sonra rutin işlerine devam eder. Üstelik bu davranışları dışarıdan “soğukkanlılık” gibi değerlendirilir. Oysa gerçekte bu durum, kişinin bilinçaltında gerçeği tam anlamıyla işleyemediğini gösterir. Ki bu da yas sürecinin 5 evresi içinde inkar süreci bağlamında önemli bir diğer noktadır.

 

Yasın evreleri içinde inkar süreci, Elisabeth Kübler-Ross’a göre kişinin psikolojik dengesini koruyan geçici bir kalkan görevi görür. Nitekim, kişinin yaşadığı kaybın ağırlığını sindirmesini sağlar. Kişi böylelikle sonraki duygusal aşamalara kendini hazırlar. Fakat bu evrenin uzaması, yası travmatik hale getirir. Sağlıklı bir yas sürecinde inkarın yerini zamanla öfke, pazarlık veya depresyon alır. İnkarın kalıcı hale gelmesi ise profesyonel psikoterapi hizmetleri ile ele alınmayı gerektirir.

 

Yasın İkinci Adımı: Öfke (Anger) Evresi

 

Elisabeth Kübler-Ross’un yas kuramına göre yasın ikinci evresi öfkedir. Bu aşamada kişi, çevresini suçlayarak hislerini öfkeyle dışa vurur. Bu bakımdan öfke evresi, hayatın adaletsizliği düşüncesiyle ilerler. Öfkenin dışa vurumuyla kişi, yaşadığı kızgınlığı suçlama yoluyla dışarıya atar. Fakat öfke ve kızgınlık hali aslında inkar aşamasını geride bıraktığını gösterir. Bu aşamada kişi, henüz tam kabullenmemiş olsa bile gerçekleri kabul etmeye başlamıştır. Ki bu da yas sürecinin 5 evresi içinde öfkenin en önemli özelliğidir.

 

Kübler-Ross’un yas teorisine göre öfke duygusu, yas sürecinde doğal ve kaçınılmaz bir tepkidir. Çünkü inkarın ardından olayı kabul etmeye başlamak öfkeye neden olur. Bu aşamada kişi, zaman zaman kontrolünü kaybettiğini hisseder. Ve bu his, çoğu zaman derin bir hayal kırıklığı ile adalet arayışıyla birleşir. Öfke evresinde kişiler, “Neden bir başkası değil de ben?” gibi sorular sorar. Bazı durumlarda ise öfke kişinin kendisine yönelir. Örneğin “Keşke daha fazla zaman ayırsaydım” gibi cümlelerle ortaya çıkar. Bu gibi durumlarda yas terapisi kişinin gerçekleri kabullenmesini kolaylaştırır.

 

Yas sürecinin 5 evresi içinde öfke ve kızgınlık, genellikle yakın çevreyi hedef alır. Örneğin, “Beni anlamıyorsunuz!” gibi cümleler bunun işaretidir. Kişinin kaderine isyanı ise “Neden böyle oldu?” gibi cümlelerle ortaya çıkar. Kimi zaman da kişi inanç kurumlarını hedef alır. Elisabeth Kübler-Ross’a göre bu tepkiler, kişinin yasla başa çıkma stratejileri geliştirmeye başladığını gösterir. Ki bu nedenle, sağlıklı bir yas sürecinin doğal parçalarıdır. Ve bu da yas sürecinin 5 evresi bağlamında önemli bir diğer noktadır.

 

Elisabeth Kübler-Ross’a göre öfke aşamasında kişi, duygularını asla bastırmamalıdır. Nitekim bastırma tepkisi, daha ciddi psikolojik sorunları tetikler. Sağlıklı bir yas sürecinde öfkenin de dışa vurumu gerekir. Böylelikle kişi, kaybın kabulüne kendini hazırlar. Yas sürecinin 5 evresi bu sayede sağlıklı ilerler. Aksi durumda ise duygusal donukluk, iletişimden kaçınma gibi tepkiler gelişir. Bu tepkiler nedeniyle kişinin sosyal ilişkileri ve ruh sağlığı ciddi ölçüde yıpranır.

 

Yasın Üçüncü Aşaması: Pazarlık (Bargaining) Evresi

 

Elisabeth Kübler-Ross yas sürecinin 5 evresi görüşüne göre inkar ve öfke adımlarının ardından pazarlık gelmekte. Bu aşamada kişi, durumu kabul noktasına gelmiştir. Bu nedenle, iç dünyasındaki duygusal hareketlerin yoğunluğu daha düşüktür. Acıyı kabul etmek, ruhsal rahatlama sağlar. Fakat yine de yoğun üzüntü devam eder. Ve bu üzüntüyle baş etmek için özel bir pazarlık stratejisi geliştirir. Birtakım anlaşmalar yaparak yas sürecinin 5 evresi içinde pazarlık aşamasında ruhsal dengesini korumaya çalışır.

 

Kübler-Ross yas modeline göre pazarlık evresinde kişi, yaşadığı kaybın gerçekliğiyle yüzleşmeye başlar. Ardından bir çıkış yolu arar. Kaybı geri getiremese bile süreci daha tahammül edilebilir noktaya getirmeye çalışır. Yaşadığı kaybı azaltmak için çözüm yolu arar. Bilinçli veya bilinçsiz bir şekilde anlaşmalar yapmaya başlar. Örneğin “Tanrım, eğer onu bana bağışlarsan daha iyi bir insan olacağım!” gibi cümleler kurar. Pazarlık evresindeki umut arayışı ne kadar yüksek ise kişinin aşkın gerçeklikten beklentileri de o kadar artar.

 

Elisabeth Kübler-Ross’a göre bu tür pazarlıklar, bireyin kontrolü yeniden eline almak için bir umut arayışıdır. Yas sürecinin 5 evresi içinde pazarlık aşaması, acı ve hayal kırıklıklarıyla baş etme stratejisidir. Umut arayışı ve kontrol duygusu, gelecekle anlaşma için içsel pazarlık başlatır. Bu aşamada yas süreci ve yas tepkileri kayıp sonrası psikolojide geçici bir durumu ifade eder. Kişi eğer ölümle veya acıyla yüzleşmesi gerektiğini kabul ederse pazarlıktan vazgeçer. Ki bu da yas sürecinin 5 evresi içinde pazarlık aşamasında önemli bir noktadır.

 

Pazarlık aşamasındaki anlaşmalar, sadece Tanrı veya kaderle ilgili değildir. Kişi bazen de çevresiyle veya kendisiyle pazarlık yapar. Bu pazarlıklar, yanlış olduğunu düşündüğü davranışlarını tekrarlamama kararının ifadesidir. Aynı zamanda da suçluluk duygusuyla mücadele amacı taşır. Bu bakımdan pazarlık aşaması, yas sürecinde duygusal dalgalanmaları tetikler. Fakat geçici bir süreçtir. Çünkü kişi, yaşadığı gerçekliği değiştiremeyeceğini er ya da geç görür. Bu da umutsuzluk ve çaresizlik hisleriyle birlikte depresyonu tetikler.

 

Yasın Dördüncü Evresi: Depresyon (Depression) Adımı

 

Elisabeth Kübler-Ross’un yasın evreleri kuramına göre yasın dördüncü evresi depresyondur. Bu aşamada kişi, gerçekle yüzleşip inkar ve öfkeden sıyrılır. Bu adımda matem acısı ve ruhsal sıkıntı hakimdir. Depresyonun seviyesi ise farklıdır. Ruhsal çöküntünün etkisiyle kişi, çevresiyle ilişki kurmaktan kaçınır. Bu aşamada ayrıca uykusuzluk ve yeme problemleri de yaşar. Depresyon evresinde çaresizlik ve umutsuzluk hisleri oldukça yüksektir. Ki bunlar da yas sürecinin 5 evresi içinde oldukça önemlidir.

 

Kübler-Ross’un yas kuramına göre depresyon evresinde kişi, kaybın varlığını derin şekilde idrak eder. Bu idrak, beraberinde içsel kapanma ve sosyal izolasyon getirir. Artık pazarlıklar ve umutlar geride kalmıştır. Gerçekliği tüm ağırlığıyla görmek, kişiyi derinden etkiler. Yasın doğası, evreleri ve etkileri, bu durum karşısında vereceği tepkileri farklılaştırır. Nitekim Elisabeth Kübler-Ross’a göre bu tepkiler genel olarak iki şekilde ortaya çıkar. Bunlar reaktif depresyon ve hazırlayıcı depresyon şeklindedir. Ki bunlar da yas sürecinin 5 evresi içinde depresyon aşaması için önemli noktalardır.

 

Kısaca ifade edecek olursak, reaktif depresyonun odak noktasında geçmişteki olaylar ve pişmanlıklar vardır. Bu depresyon çeşidi “keşke”lerle kendini gösterir. Örneğin, “Keşke bu şekilde davranmasaydım” türünden cümleler bu depresyon çeşidini ifade eder. Hazırlayıcı depresyon ise kişinin gelecekteki kayıplara hazırlık sürecini ifade eder. Özellikle ölümcül hastalık tanısı alan kişilerde bu depresyon çeşidi yaygındır. Depresyonun her iki çeşidinde de derin bir umutsuzluk vardır. Böylelikle kişi çevresinden uzaklaşır. Yas sürecinin 5 evresi içinde bunlar da depresyonla ilgili önemli noktalardır.

 

Elisabeth Kübler-Ross’a göre depresyon da aslında yasın doğal bir parçasıdır. Ve bunu bir tür “psikolojik sorun” olarak görmemek gerekir. Ancak sürecin uzaması ve kişinin yaşamını altüst etmesi depresyonu psikolojik sorun haline getirir. Bu gibi durumlarda profesyonel yardım almak gerekir. Özellikle destekleyici psikoterapi hizmetleri ile kişi kayıp ve yasla başa çıkma stratejileri geliştirir. Ruhsal denge durumuna daha kolay ulaşır. Ki bu da yas sürecinin 5 evresi içinde daha sağlıklı bir ilerleme sağlar.

 

Yas Sürecinin Son Aşaması: Kabullenme (Acceptance) Evresi

 

Kübler-Ross yas teorisinde yasın beşinci ve son aşaması kabullenme evresidir. Bu evrede kişi, kaybın geri döndürülemez olduğunu içselleştirir ve gerçeklikle barışır. Fakat bu durum, bir tür unutma veya mutlu olma değildir. Daha çok, kişinin hayata yeniden uyum sağlamasını ifade eder. Bu yönüyle bir tür denge kurma çabasıdır. Ki bu da yasın psikodinamiği içinde önemli bir noktadır. Nitekim yas araştırmaları içinde Elisabeth Kübler-Ross’un kuramı kabullenme aşamasıyla birçok incelemeye konu olmuştur.

 

Kabullenme evresinde kişi, depresyon duygularını daha az hisseder. Artık inkar, öfke ve pazarlık yapma geride kalmıştır. Bunların yerine, gerçeklerle barışık şekilde yaşamaya başlar. Ölüm travmasını atlatan kişi, “onun yokluğuna dayanamam” düşüncesinin yerine “onsuz da yaşayabilirim” düşüncesini koyar. Acıyla baş etme stratejileri yas sürecinin 5 evresi içinde bu aşamayı daha da önemli hale getirir. Önceki aşamalarda oluşan gerçeklikten kaçış yerine zihinsel koruma ve psikolojik denge durumu geçer.

 

Elisabeth Kübler-Ross’a göre yas sürecinin son aşamasında kişi, duygularını dengeli şekilde yönetmeyi öğrenir. Bu sayede sosyal hayata uyum sağlar. Hatta gelecek planlarına başlar. Bu aşamada kişi, yaşamına anlam katacak yeni kaynaklar görür ve destek mekanizmaları geliştirir. Travmatik kayıp ve gerçeği reddetme ile şok tepkisi artık geride kalmıştır. Bunların yerine gerçekle barışma ve hayata uyum geçer. Yeni denge kurma yöntemleri, kayıpla yaşamayı öğrenmesini sağlar. Duygusal geçişler ve travma sonrası tepkiler böylelikle yönetilebilir hale gelir.

 

Kübler-Ross’a göre kabullenme evresi, her zaman tam bir huzur getirmez. Nitekim bazı durumlarda kendini suçlama devam eder. Öfke kontrolü de zaman zaman zorlaşır. Yine de duygu yönetimi, yas sonrası anlam arayışı ile daha başarılı şekilde ilerler. Ölüm kaygısı ile stres yönetiminde de önemli bir gelişim söz konusudur. Kaybı unutmadan onunla yaşamayı öğrenen kişinin duygusal direnci artar. Bu konuda eksiklik hisseden kişiler için ise psikolojik destek ve terapi hizmetleri gerekir.

 

Elisabeth Kübler-Ross’un Yas Teorisiyle Kayıp ve Yasla Başa Çıkma Stratejileri

 

Elisabeth Kübler-Ross’a göre yas sürecinin 5 evresi her zaman aynı sırayla ve aynı sürede ilerlemez. Yas sürecinin ilerleyişi ve süresi kişiden kişiye değişir. Nitekim yas süreci ortalama 6 ay sürer. Bununla birlikte 6 ay ile 1 yıl arası normaldir. 1 yılı aşan yas sürecinde ise bastırma davranışı oluşur. Ve bu durum çeşitli travmaları tetikler. Bu tür travmalarla karşılaşmamak için kayıp ve yasla başa çıkma stratejileri olarak şunlardan yararlanmak mümkün:

 

  • Yas sürecinde daima aile ve çevre desteğinden yararlanın. Yakınlarınızla duygularınızı paylaşarak destek alın. Böylelikle yas sürecinin 5 evresi daha sağlıklı ilerler.

  • Kaybın ardından yaşamınızda yeni bir anlam bulmaya çalışın ve gelecek planları yapın.

  • Profesyonel bir uzmandan anlam odaklı yas terapisi desteği alarak kaybınızı yeniden anlamlandırmayı deneyin.

  • Yas sürecinde yaşadığınız bedensel tepkilere dikkat edin ve gerektiğinde tıbbi destek almaktan çekinmeyin.

  • Benzer deneyimler yaşamış kişilerle bir araya gelmek için destek gruplarına katılın ve yalnız olmadığınızı hatırlayın.

  • Bastırılmış duygularınızı sağlıklı bir şekilde ifade etmek için duygu odaklı terapi yöntemlerinden faydalanın. Nitekim bunlar, yas sürecinin 5 evresi içinde daha güçlü bir psikolojik denge kurmanıza yardımcı olacaktır.

  • Yakın çevrenizden veya uzmanlardan duygusal destek mekanizmaları oluşturarak süreci daha dengeli yönetin.

  • Kendi duygusal farkındalığınızı geliştirin ve hissettiğiniz duyguları yargılamadan kabul etmeye özen gösterin. Bu sayede yas sürecinin 5 evresi içinde kendinizi daha iyi hissedersiniz.

  • Kaybın neden olduğu duygusal yorgunluğu azaltmak için düzenli dinlenmeye ve öz bakımınıza dikkat edin.

  • Yas sürecinde görülen iştah değişikliklerine karşı sağlıklı beslenme alışkanlıklarını korumaya özen gösterin.

  • Mindfulness (bilinçli farkındalık) tekniklerini uygulayarak yoğun duygularınızı kabullenmeye ve anda kalmaya çalışın.

  • Zihinsel ve duygusal karmaşayı azaltmak için psikolojik savunma mekanizmalarınızı tanıyın ve sağlıklı olanlarını geliştirin. Ki bunlar da yas sürecinin 5 evresi içinde oldukça önemlidir.

  • Kaybı kabullenme sürecinde sosyal destek ağınızı güçlendirin ve sevdiklerinizle bağlantınızı koparmayın.

 
 
Türkan Saylan'ın başarı hikayesi
SERP Gezgini
Stil Penceresi
Dekorasyon Evreni
Rattan Avize Dünyası
Beyaz Yakalılar
Alışveriş Penceresi
Sıfır Atık Evreni
Sağlıklı Yaşam Koçu
Oyun Kuralları Koçu
Baklava Dünyası
Betül Mardin'in Başarı Hikayesi
SERP Gezgini
Stil Penceresi
Dekorasyon Evreni
Rattan Avize Dünyası
Beyaz Yakalılar
Alışveriş Penceresi
Sıfır Atık Evreni
Sağlıklı Yaşam Koçu
Oyun Kuralları Koçu
Baklava Dünyası

İletişim:
serpgezgini@outlook.com

bottom of page